1-Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle hızlı ve kolay çürümeye meyillidirler.
2-Çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti ve hafif ağrıyı zamanında anlayamazlar. Ancak şiddetli ağrı olmasında fark ederler ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir.
3-Süt dişlerinin pulpası (özü) daimi dişlere göre daha geniştir ve problem ufak bir çürük ve yapılması gereken basit bir dolgu iken çok hızlı bir şekilde kanal tedavisi gerektirecek bir hal alabilir. Çocukların el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu diş fırçalama alışkanlığını belirler. Beslenme yanlışlarından dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir. Emzik veya biberonun şeker, reçel vs. gıdalara batırarak çocuklara verilmesi ve çocukların fırçalama alışkanlıklarının yeterli duzeyde olmaması çürüme hızını arttıran faktörlerdendir.
Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir ilaç yoktur.Fakat oluşmasını engellemeye yardımcı bazı işlemler yapılmaktadır.Bunlardan birisi "fissür sealent" uygulamasıdır.Çürükler genellikle azı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen girinti çıkıntılarda başlar. Fissürler tutuculuğu arttırmak için cok az aşındırma yapılıp üzeri dolgu malzemesiyle örtülerek daha düz bir satıh oluşturularak, o bölgeye mikrop, sızması engellenerek çürük başlaması önlenir. Bu işlem, surmeye başlayan kalıcı azı ve küçükazı dişlerinde uygulanabilir. Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere "topical flor" uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır.
1- Beslenme de çok önemlidir .
2-.Düzgün konusmaya etkisi tartışılamaz.
3- Kalıcı dişler sürerken onlara sürme rehberliği eder,yani kalıcı dişlerin düzgün sürmesinden sorumludurlar.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen çürükler, dişlerin erken kayıplarına neden olabilirler kı bu da daha sonradan ortodontik tedaviyi gerektirecek bir dizi problemin başlamasına sebep olabilir. Dişsel ve iskeletsel gelişimi olumsuz yönlendirmesinin dışında genel sağlık problemlerine de (romatizma, kalp rahatsızlıklarına) sebep olabilecektir. Bu nedenle süt dişlerindeki çürükler, mutlaka ama mutlaka tedavi edilmelidir.
Dişi içeren kazalar da yapılması gereken ilk iş bir diş hekimine vakit geçirmeden müracaattır. Hekiminiz sizden kazayla ilgili ayrıntılı bilgi isteyecektir. Verilen bilgiler doğrultusunda en doğru tedavi uygulanabilir. Çocuklardaki diş yaralanmaları, bazen kalıcı dişin tamamıyla yuvasından ayrılmasına sebep olabilir. Bu durumda çıkan diş ile birlikte acilen dişhekiminize gitmelisiniz. Bu esnada diş, bir bardak sütün içinde ya da ağzın içinde saklanarak korunur.
Bebeklerin, en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı, kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir. Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir ancak daha erken kesilmesi çok daha iyi olacaktır.Çeşitli araştırmalara göre süresi değişkenlik gösteren parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklar
1. senede bırakılırsa gelişimi o kadar erken normal sürecine girmiş olur. Eğer
2 yaşından sonra hala parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılmalı ve mutlaka giderilmelidir Solunum sorunları çene kas ve kemik gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.
İlk dişler ağızda göründüğünde temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. fırça kullanımı genellikle 2-3 yaşlarında başlar.